var gatanai

"Yu Tian'ın geriye kalan tek ailesi olan kız kardeşi lösemi teşhisi aldı ve kemik iliği nakli için 2 milyon gerekiyordu. Yoksul kardeşlerin bunu karşılama imkanı yoktu. Yu Tian tamamen yıkılmışken, önünde kırmızı bir Lamborghini durdu. Lüks araçtan inen güneş gözlüklü bayan, Yu Tian'a kayıp ablası olduğunu söyledi. Ardından mevcut sorununu çözmesi için ona 3 milyon transfer etti. "Hadi. Benimle gel. Tüm ablaların seni görmeyi dört gözle bekliyor." "Um... Kaç tane ablam var?" "Neden tahmin etmiyorsun?" "İki? Belki üç? Yedi veya sekiz ablam olması imkansız, değil mi?" Bayan parmağını sallayarak gülümsedi. "Ben de dahil, 108 ablan var." Yu Tian'ın gözleri büyüdü."

Nükleer savaşın ardından, kıyamet sonrası manzarada harabeler uzanmaktadır. Eğer çorak arazide kazara hayatta kaldıysanız, o zaman sonsuz açlıkla, bitmeyen tehlikelerle, gecenin çılgın zombileriyle ve sürekli radyasyonun sonucu olan garip mutant yaratıklarla yüzleşmeye hazır olmalısınız. Fakat Jiang Chen için, burası cennet. Dimdik duran malikaneler, sokağa park edilmiş lüks arabalar, her yerde terk edilmiş yüksek teknoloji ürünleri ve altın. Ne? Savaştan önce bir oyun geliştirme şirketinin başkanı mıydınız? 3D sanal gerçeklik çevrimiçi çok oyunculu oyunun geliştirilmesinden siz mi sorumluydunuz? Peki, bu harika, neden gelip benim için çalışmıyorsunuz. Maaşınız günde iki parça ekmek. iPhone? Ultra ince tasarım? Benim icat ettiğim telefonun bir prezervatiften daha ince olduğunu görmüyor musunuz? Uçak gemisi? Savaş jetleri? Ah, bende bu şeyler de var, ancak onlar uzay savaşı için tasarlandı. Uzay ve zaman boyunca seyahat etme yeteneğine sahip olan Jiang Chen'in, uzay ve zaman boyunca yayılan bir imparatorluğun yaratılışına tanık olmasının hikayesini izleyin...

Lola istenmeyen bir çocuktur, genellikle küçümsenir ve ayıplanır. Küçük yaşta, insanlar evlense bile, onu sadece işe yaramaz serserilerin isteyeceğini söylerdi! Yıllar sonra, Lola ailesiyle bağlarını sonsuza dek koparmak için geri döndüğünde, iki çocuk bacaklarına sarılır ve şöyle der: "Anne, lütfen seni evlat edinmemize izin ver!" "Anne, Baba seni çok özlüyor! Başka bir bebek istediğini söyledi!" Herkes sadece Lola'nın sefaletine ilgi duyarken, en zengin ve en etkili yakışıklı adam, "Karım, lütfen eve gel." diye ilan eder.

Alex sıradan bir oyuncuydu - ölümüne kadar. Ölümcül bir hastalıkla yere serildiğinde, en sevdiği oyunda teselli buldu; güçlü savaşçılar, karmaşık politikalar ve dünyayı sarsan olaylarla dolu geniş bir fantezi RPG'sinde. Ancak oyunun sonunu görmeden önce, kaderin başka planları vardı. Gözlerini tekrar açtığında, artık Dünya'dan Alex değil. Bunun yerine, o bir zamanlar oynadığı oyunun içinde, Alex Ejderhakalp adında isimsiz bir figürandı. Bir protagonist değil. Hatta bir kötü karakter bile değil. Sadece erken ölmeye mahkûm, tarih tarafından unutulmuş bilinmeyen bir yan karakter. Yanında sadece oyunun yarısına dair bilgisi, uyanmamış bir soyağacı ve gizemli bir mühürlenmiş yetenek ile, Alex gücün her şey olduğu acımasız bir dünyaya atılır. Sevgili küçük kız kardeşi hastadır ve tedaviye ihtiyacı vardır, ancak geçmişteki hali onu kurtarmak için güçsüzdü. Artık değil. Kaderini yeniden yazmaya kararlı olan Alex, rütbelerde yükselecek, olayları gölgelerden manipüle edecek ve asla kendisine ait olmaması gereken gücü ele geçirecektir. Eğer kader onu tanımayı reddediyorsa, o zaman kendi efsanesini kendisi oyacaktır - tanrıların bile korkacağı bir efsane. Ne de olsa, yalnızca güçlülerin hayatta kaldığı bir dünyada, bir figüran bile bir kabus haline gelebilir. (Tamam arkadaşlar, sadece bir sistem etiketi olması her şeyin ona hazır sunulacağı anlamına gelmiyor, güç elde etmek için çok çalışması gerekecek çünkü ben öyle yapacağım)

Kıyametin başlangıcı insanlığa kaos ve felaket getirdi. Toplumun maskesini yırttı ve altında gizlenen zulmü ortaya çıkardı. Ivy Ravencroft tüm bunları bizzat yaşadı. Ailesi adaletsiz ve zalimdi, kör olmasına neden olacak kadar kötü bir şekilde ona işkence ettiler. Sevgilisi onu korumaya çalışırken öldü ve sonraki beş yıl boyunca hayatta kalmak için mücadele etti, ta ki sonunda kıyamette ölene kadar. Ancak sonra Ivy tekrar uyandı, kıyametin ilk yılında yeniden doğmuştu. Başta umutsuz hissetti. Keşke kıyametten önceki bir zamana dönebilseydi, yiyecek, silah ve malzeme toplayabilir, daha iyi hayatta kalabilirdi. Yine de bir şey için minnettardı: özel yeteneğini, güvenli bölgeler yaratma gücünü korumuştu. Bu sefer Ivy bir söz verdi. Sevgilisini koruyacak, gerçek ailesini bulacak ve ona zarar veren herkesten intikam alacaktı. .................................. "Hı? Neden burada bir bento kutusu duruyor?" diye sordu Ivy, kafası karışmış halde. "Ne bentosu? Beni yine mi kandırmaya çalışıyorsun?" diye sordu Silas, gözlerinde üzüntüyle. "Bu!" dedi Ivy, paketlenmiş yemeği tutup ona doğru sallayarak. "Bu ne... nereden çıktı bu?" Silas şok içinde ona baktı. Ivy'nin gözleri büyüdü. Bir şeyi fark etti, bu eşyaları sadece o görebiliyordu ve onları aldığında, gerçek oluyorlardı. "Ondan... satın alabilir miyim?" diye sordu Silas, emin olmadan. "Tabii ki. Ama sana bedava vermeyeceğim." Ivy bir tilki gibi gülümsedi. Silas gözlerini kapattı; onun astronomik bir şey talep etmeye hazır olduğunu düşündü ve şöyle dedi, "Tamam. Kaç altın külçe istediğini söyle." Ivy gülümsedi ve takıldı, "Altın külçe istemiyorum; onlar çok ucuz. Bir öpücük istiyorum." Silas: Aşırı kızarıyor. Astları: "..." Bu köpek maması dalgası çok beklenmedikti! ....................................................... Malzemelerle, bir süper güç ve güvenli bölge süper gücü seçerek, Ivy kendi yerleşim alanını inşa etti. İyilik Enerjisi kazandı ve Geçici Depolama yardımıyla malzemeleri çoğalttı. Diğer üsler basit bir ev yapmak için mücadele ederken, o altın parmağını kullanarak lüks binalar yaptı ve onları kiralayarak kıyametin büyük çakalı oldu.

Wang Lan'ın dünyası iblis istilası tehdidiyle karşı karşıya ve modern silahlar işe yaramıyor. İnsanların güvenebileceği tek şey Yıldız Savaş Sanatları yeteneğini uyandıranlar. Wang da uyanmışlardan biri ve iyi bir yardımcısı var. Belki de fazla iyi... "Başarıyla bir İblis casus timini yok ettiniz, 100 bin XP puanı ve 5000 beceri puanı ödüllendirildi." "Sistem, bana puan vermeyi bırakabilir misin? Ben sadece kendi başıma gelişime odaklanmak istiyorum." "Hayır, istemiyorsun!"

Bu, bir kötü adam olmaktan başka seçeneği olmayan bir adamın hikayesidir. Ancak herhangi bir kötü adam değil çünkü kötü adamların bile standartları vardır. Bu, bir adamın nasıl kötü adam olacağını öğrenme yolculuğudur. Ve ona yardımcı olmak için, MC Sistem Alanı'nda her bilinen boyuttan tüm gerçekliklerden çekilmiş sınırsız sayıda kötü adama erişime sahiptir: Murim, Kültüvasyon, Doğaüstü, Kentsel, Dövüş Sanatları, Mekanik ve ötesi. Peki Razeal ne öğrenebilir? Neyi öğretebilir? Ve neden? Neredeyse her türlü gerçeklikten bilgi sahibi olan biri, içinde yaşadığı gerçekliği nasıl yeniden şekillendirebilir? Multievrenin sunabileceği her şeye erişim potansiyeline sahip biri? Aynı fikirlerin tekrarlandığını görmekten bıktınız mı? Ruhu olmayan aynı sistemin kopyalanıp yapıştırıldığını? Gerçek karakter gelişimi olmayan, kişilikleri, özgür iradesi olmayan? Gelip bunu okuyun. Kim bilir, belki de değerli bir şeyler bulabilirsiniz.

"Talihsiz" Lucas'ın şansını tanımlamak için kullanılabilecek kibar bir sözcük olurdu. O sadece şanssız değildi. Neredeyse lanetliydi. Var olmayı hiç istememiş biri olarak, tıbbi işkence, hapis ve sonunda ölümü deneyimlemek zorunda kaldı. Ve bu sadece ilk hayatıydı. Sonra, tam kaderinden kaçmayı düşünürken, İmparatorluğun en işe yaramaz Çiçek Vazı'nın bedenine geçiş yapar. Harika, artık statüye, servete ve güzelliğe sahip olmalı, değil mi? Yanlış. Çünkü yeni bedeni, Genç Lord Luca Kyros, bir sebzeydi. Ve daha da kötüsü, başka kimse gerçeği bilmiyormuş gibi görünüyordu. Diğerleri için o sadece tipik asi bir varisdi. Bunu umursamazdı. Kusurlu bir Rehber olduğu için fahişe veya benzer isimlerle çağrılmaya alışkındı. Ama sorun, Kraliyet Askeri Akademisi'nin Değerlendirme sınavının tam ortasında uyanmış olmasıydı. Ve okula gitmesi gereken ikiz bedeni, bir pusu sırasında can vermişti. Şimdi, hiç kaydolmadığı bir okula devam ederken varoluşsal krizini çözmek zorunda. Cılız bedenini, somurtkan oda arkadaşını ve seçici yiyen "zindan"ını fethetmek zorunda kalacak - tüm bunların üstüne yaklaşan felaketten de sağ çıkması gerekiyor. Birinin kesinlikle bir mucizeye ihtiyacı var.

Kız kardeşinin düğününün arifesinde bir kaza oldu, kız kardeşinin terk ettiği sorumluluğu, o mu üstlenmeli? O profesyonel bir günah keçisi değil! "Um, seni haksızlığa uğratan kız kardeşimdi, bunun benimle hiçbir ilgisi yok." "Peki, borcunu ödemek için seni, onun küçük kız kardeşini kullanmamda bir sorun var mı?" Adamın baskın tavrı karşısında, May Morgan gözyaşı dökmeden ağlamanın eşiğine geldi. "Ama, birbirimizi tanıma fırsatımız bile olmadı!" "O halde şimdi birbirimizi tanımaya başlayalım!"

Kıyamet sonrası dünyadan antik çağlara transmigrasyon geçiren Gu Yundong, nefesini toparlamaya fırsat bulamadan kendini bir kıtlıktan kaçış yolculuğunun ortasında bulur. Daha da kötüsü, kıtlıktan kaçan gruptan tüm ailesi, başkalarının soğuk bakışları altında büyükanne ve büyükbabası tarafından kovulmuştu. Babası kayıp, annesi zayıf akıllı ve açlıktan bitap düşmüş küçük kardeşiyle birlikte, nefesini zar zor toparlayan Gu Yundong, sadece büyük bir baş ağrısının yaklaştığını hissetti. Başka seçeneği olmayan Gu Yundong, kollarını sıvadı ve işe koyuldu. Ticaretle uğraştı, dükkan açtı ve verimli topraklar edindi. Gu Yundong günlük hayatında başarılı oldu. Etrafındaki insanlar ona potansiyel bir eş gözüyle bakmasalardı, göğün kendisini bile fethedebilirdi.