ben tennyson alien

İlk bölümü oku. Belki hoşuna gider. ;)

Ölümsüzlük Dao'su uçucu, ve Ölümsüzler'i bulmak zordur. Li Nianfan, eğitim dünyasına bir ölümlü olarak inmişti. Eğitimde hiçbir umudunun olmadığını öğrendikten sonra, sadece huzurlu bir hayat yaşamak istiyor. Ancak… Sahiplendiği köpek, onun şiirlerini ve resimlerini gördüğünde bir neslin iblis kralı olur. Tüm dünyayı bastırmayı başarır. Evinin arkasına diktiği ağaç, onun zither müziğini dinledikten sonra bir Dünya Ağacı'na dönüşerek cennet ve dünya arasında bir köprü oluşturur. Karşılaştığı bir yoldan geçen kişi, onun tarafından aydınlanır ve tüm bir nesle öncülük eden ölümsüz bir aziz olur. Geriye baktığında— Meğer kötü satranç becerilerine rağmen onun kaligrafi ve resimlerinin peşinde olan o bilgin, Ölümsüzlük Diyarı'ndan bir satranç aziziymiş. Her gece onun müziğini dinlemeye gelen güzel kadın, Ölümsüzlük Diyarı'nın bir numaralı azizymiş…

"Usta! Benimle evlen!" Keşke işler bu kadar basit olsaydı. Fang Yuan derin bir iç çeker, gözleri masasını ve ruhunu yutmakla tehdit eden evrak dağına sabitlenmiş. Tarihteki en genç aile reisi olarak, ün, servet ve hayran sevgililer yaşadığını düşünebilirsiniz. Bunun yerine, bürokrasiye gömülmüş, yaşlı ihtilaflarına arabuluculuk yapmakla meşgul ve mezhep hazinesinin gizemli bir şekilde ruh taşları yeyip yemediğini merak ediyor. Elbette, yaşlı morukların tecrübeleri, sakalları ve yüce itibarları var. Ama Fang Yuan? Onların sahip olmadığı bir şeyi var: ham, sarsılmaz güç. Doğuştan gelen yeteneğin üstün olduğu bir dünyada doğan Fang Yuan—modern bir azimle donanmış bir göçmen—imkansızı başardı: sadece durmak bilmeyen sıkı çalışma ile zirveye tırmandı. Herkes göksel soylar ve altın fizikler üzerinde süzülürken, o çalıştı, öğrendi ve plan yaptı. Şimdi, göğün iradesini bükecek kadar güçlü. Ama yetiştirme sadece kılıç ışınları ve şan şöhret değil. Aile reisi olarak hayat kendi dertlerini de beraberinde getiriyor—yani, sinir bozucu derecede yakışıklı küçük kardeşinin sanki yürüyen bir aşk romanıymış gibi tüm kadın ilgisini toplamasını izlemek. "Bu adil değil," diye mırıldanır Fang Yuan nefesinin altından, başka bir tomarı mühürlerken. "Buradaki protagonist benim... değil mi?"

Kedatangan alien ke bumi, menjadikan manusia sebagai inangnya. Membuat manusia berubah menjadi sosok monster mengerikan dan dikendalikan oleh mereka. Ken Kudoroki, seorang ilmuan yang menantikan buah hati bersama istrinya Annette Akira. Mengalami kejadian yang tidak pernah dibayangkan sebelumnya. Ketika alien merasuki tubuhnya, menjadi parasit yang mengubah hidupnya. Sewaktu ia tersadar, ia perlahan meneliti dan menciptakan sebuah alat untuk bisa mengendalikan diri dari parasitnya. Ken memburu dan membunuh seluruh alien dengan bantuan alat dan memanfaatkan kekuatan alien itu sendiri. Di lain sisi, ia juga merindukan hari bahagia bersama istri dan anaknya dan mencari keberadaan mereka.

Lin Xu, üniversiteden mezun olmak üzere olan genç, aniden Mutfak Tanrısı sistemiyle bağlanır ve bir restoranın sahibi olur. Onun el yapımı erişteleri tadabilmek için, müşteriler işten erken çıkmakta tereddüt etmezler. Onun Haşlanmış Domuz Göbeğini tadabilmek için, müşteriler siparişlerini bir hafta önceden verirler. "Gerçekten Acı Biber Yağı mı yaptı? Bu durumda, kesinlikle denemek zorundayız." "Aman Tanrım! Bu Acı Biber Yağı çok lezzetli!"

The Alien Within Grinwall is no ordinary country, and Riverdale Academy is no ordinary school. Both are covert battlegrounds where powerful beings, hidden identities, and secret alliances shape the destiny of those who inhabit them. Among these is Tessa Caldwell, a Kaelrian alien with unmatched speed and a mysterious, water-like fragrance. Adopted by her teacher, Ms. Caldwell, Tessa tries to blend in, but her distinct blue eyes betray her origins to those who know where to look. Her life changes when Adrian, a fellow Kaelrian with a fiery aura and god-like confidence, arrives at Riverdale. Their connection is undeniable, but it attracts dangerous attention. When Adrian’s alien nature is revealed during a dramatic hospital incident, chaos erupts. Government agents are dispatched, and Principal Hammond is forced to defend Riverdale’s reputation, as students react with fear, admiration, and jealousy. Bridget Mills, Tessa’s rival, mocks her defeat by claiming she lost to an "alien," while others, like Oxlade and Karl, recount how Adrian saved them. Yet the growing tension at Riverdale is only a glimpse of greater dangers. The SSG organization, a sinister force with eyes on Tessa and Adrian, is joined by an even darker figure: Ikehara, the shadow of the sun god, and a loyal follower of Rhemon, a devil with a grudge against Solaris the true sun god, whose plans threaten the survival of the Kaelrians loyal to Solaris and Lunara (moon goddess). In the midst of a high-stakes escape from SSG, Tessa and Adrian encounter the mysterious Rhemonic people. The Rhemonics, regarding Tessa as the successor to their moon goddess, worship her, forging a powerful alliance. This new found bond brings new challenges, including a dangerous quest to gather ingredients to awaken the Rhemonic people from their limited lands and blocked memories, a curse wrought by Rhemon—a devilish force once thought to be their salvation. As Rhemon rises, threatening to control both Kaelrians and Rhemonics alike, Tessa and Adrian’s mission becomes a race against time. Along the way, Tessa uncovers her heritage as the daughter of Lunara, the moon goddess, and Solaris, the sun god. Adrian, the son of Solaris and a maid, shares a complex, divine bond with Tessa, yet both are haunted by the legacies they inherit. Amidst this conflict, Ashley Duve, a woman who shares the bed and secrets with Rhemon, fools Tessa into believing she was the moon goddess, and she entered her conscious thought, gradually eroding it away while she appears helpful and wise and seemingly innocent, Ashley’s actions soon reveal her true agenda. She uses her powers to impersonate the moon goddess, taking over Tessa’s body, manipulating events to help Ikehara gather the ingredients needed to awaken Rhemon. As Ashley’s allegiance becomes clear, Tessa and Adrian realize they cannot trust anyone, not even those closest to them. Against overwhelming threats, Tessa and Adrian must fight not only to protect each other but also to save their world. Grappling with questions of identity, loyalty, and love, their journey unfolds across various chapters of betrayal, alliances, and epic confrontations with cosmic powers. Only by unlocking the potential within themselves can Tessa and Adrian hope to survive this battle, protecting the very essence of their people and the world.

Neo, bir romanın dünyasına aktarıldı ve bir yan karakter oldu. Burada, güç ve statü kişinin tanrı ebeveyni ve soyuna göre belirleniyordu. Neo, onun gibi bir yan karakterin zayıf bir soya sahip olacağını bildiği için umutsuzluğa kapıldı, ta ki... [Soyunuz başarıyla uyandırıldı] [Soy: Ölüm Hükümdarı] O, en güçlü tanrının soyunu kazandı: Yeraltı Dünyası ve Ölüm Sonrasına hükmeden Ölüm Tanrısı Hades! Soyu ona Ölümün kendisini kontrol etme gücü verdi! Neo'nun henüz fark edemediği sadece 'ufak' bir sorun vardı.

Li Xuan, bir sistem veya eklenti lüksü olmadan başka bir dünyaya ışınlandıktan sonra kendini zor bir durumda buldu. Fark edilmemek için küçük bir dağ köyünde sığınak buldu. Ancak bir gün, münzevi bir uzman sanılarak, hayır cevabını kabul etmeyi reddeden hevesli bir öğrenci tarafından zorla usta olarak kabul edildi. Ahlaki pusulayla mücadele eden Li Xuan, başlangıçta dürüstlüğe olan bağlılığı nedeniyle öğrencinin teklifini reddetti. Yine de, ısrarlı bir inatla ve cazip tekliflerle karşı karşıya kalınca, isteksizce kurgusal yetiştirme teknikleri üretti. Şaşkınlığına, öğrenci sadece bu uydurma öğretileri benimsemekle kalmadı, aynı zamanda olağanüstü bir beceriyle başarılı bir şekilde yetiştirdi. Öğrencisinin gök gürültüsü gibi kaslarını, dayanıklı kemiklerini ve güçlü yaşam gücünü gören Li Xuan, bu anlaşılmaz başarıyı kavrayamadı. Şaşkınlık içinde, "Hepsini ben uydurdum! Nasıl bu kadar başarılı bir şekilde yetiştirmeyi başardın? Ne tür bir canavarsın sen?" diye haykırdı. Kafa karışıklığına eklemek gerekirse, gizemli bir Altın Parmak ortaya çıktı: "Öğrencin, sıfırdan icat ettiğin tekniğe hakim oldu. Tekniği kusursuz bir şekilde tamamlaman, aynı seviyedeki diğerlerine kıyasla gücünü yüz kat artırdı!"

"Kız kardeşim eşimi çalmakla tehdit ediyor. Ve ben onun onu tutmasına izin veriyorum." Bir kurt olmadan doğan Seraphina, sarhoş bir gecenin onu hamile bırakıp hiç istemediği acımasız Alfa Kieran ile evlenene kadar sürüsünün utancıdır. Fakat on yıllık evlilikleri hiç de bir peri masalı değildi. On yıl boyunca, aşağılanmaya katlandı: Luna unvanı yok. Eşleşme işareti yok. Sadece soğuk çarşaflar ve daha soğuk bakışlar. Mükemmel kız kardeşi geri döndüğünde, Kieran aynı gece boşanma davası açtı. Ve ailesi onun evliliğinin bozulmasından memnundu. Seraphina savaşmadı, sessizce ayrıldı. Ancak, tehlike ortaya çıktığında, şok edici gerçekler ortaya çıktı: ☽ O gece bir kaza değildi ☽ Onun "kusuru" aslında nadir bir yetenektir ☽ Ve şimdi eski kocası dahil her Alfa onu talep etmek için savaşacak Çok yazık ki, artık sahiplenilmekten bıktı. *** Kieran'ın hırlaması, beni duvara sabitlediği sırada kemiklerime kadar titredi. Onun sıcaklığı kumaş katmanları boyunca hissediliyordu. "Gitmenin bu kadar kolay olduğunu mu düşünüyorsun, Seraphina?" Dişleri işaretsiz boğazımın tenini sıyırdı. "Sen. Benimsin." Sıcak bir avuç içi uyluğuma doğru kaydı. "Başka kimse sana asla dokunamayacak." "Beni talep etmek için on yılın vardı, Alfa." Dişlerimi bir gülümsemeyle sergiledim. "Komik olan... ben uzaklaşırken senin yalnızca benim olduğumu hatırlamandır."

It's not my first time to go to the club, but it's my first time to see him. He is very handsome. . . But he's in a state like a dying man. I was drunk, but I was sure my consciousness was complete. I helped him, but he whispered. . . "Let me lay eggs." Wow. . . They're laying eggs! ,