Chapter 2: 2 - Zaman Döndürücü
(11 yıl sonra)
Lina Potter artık on iki yaşındaydı. On bir yıldır Potterlar'la yaşıyordu. Potterlar onu evlat edinmişti. Ama Lina bu işten pek memnun değildi. James'in muzipliklerinden ve Lily'nin saçma sorularından bıkmıştı. Neyse ki Slytherin'e gidiyordu. Bu yüzden James ve Lily'ye sadece tatil zamanlarında katlanmak zorundaydı. Bir Nimisagus olduğunu biliyordu ama bunu kimseye söylememeyi tercih etmişti. Zaten Hermione hâlâ az da olsa ondan şüpheleniyordu. Dedikodu konusu olmak da istemiyordu. Bazen kimseye çaktırmadan Sırlar Odası'nın açıldığı zamana gidip yılanla vakit geçeiriyordu. Kafasını dinleyebildiği en iyi yer orasıydı.
Yine bir gece yarısıydı. Lina, yatağından kalktı ve sessizce ortak salona geçti. Sırlar odasında kfasını dinleyebiliyordu. Orada kendisinden başka kimse yoktu. Gözlerini kapattı ve rastgele bir tarih düşündü. Sonra gözlerini açtı. Hala ortak salonaydı. Ama geçmişteydi. Gündüz vakti olmasına rağmen ortak salonda kimse yoktu. Parmağını şıklattı ve Sırlar Odası'na cisimlendi. Koridor boyunca yürüdü ve yılanın olduğu odaya geldi. Yolu ezbere biliyordu.
Sırlar Odası'na sadece kendisi yoktu. Yerde yatan kızıl saçlı, çilli bir kız ve başında bekleyen, Slytherin formalı bir erkek vardı. Karşısında durdu. "Tom Marvoldo Riddle. Sanırım buradaki son günüm." "Demek beni tanıyorsun. Ama asıl ismimi bilmiyorsun." Lina, cevap vermek yerine yılanı çağırmayı tercih etti. Çataldiliyle "Gel buraya." dedi. "Koridorlarda tıslama sesi duyuldu. Voldemort, Lina'ya bakıyordu. "Bana kendini tanıt." dedi. Lina, yeniden ona baktı. "Sadece Lina." O sırada yılan geldi. Dev Basilisk tıslayarak, onu çağıran kişinin etrafında sürünmeye başladı. "Beni sen mi çağırdın?" dedi yılan. "Evet." Lina elini uzattı ve yılan anlamış gibi, sürünerek başını Lina'nın elinin altına denk getirdi. Lina, yılanın başını okşadı. Artık alışmıştı yılan. Ara sıra gelip onunla konuşurdu bu insan. Yılan kıpırdamıyordu. Koridorlardan gürültülü bşr ses yankılandı. Lina, gitme zamanının geldiğini biliyordu. Yılana "Hoşçakal." dedi çataldilinde. Ve sonra ortak salona cisimlendi ve kendi zamanına döndü. Yatağına gitti ve uyudu...
(2 yıl sonra)
Lina artık 13 yaşınaydı. Artık geçmişe gitmiyordu. Bunun yerine kendi zamanındaki Sırlar Odası'nda vakit geçiriyordu. Yılanın cesedi hala oradaydı ama umurunda değildi. Bazen de karanlık ormanda vakit geçiriyordu. Orada da tuhaf yaratıklar vardı ama onlar da umurunda değildi.
Albus ve Harry'nin arası bozuktu. Baba-oğul pek iyi anlaşamıyorudu. Bir gün eve Mr. Diggory ve bakıcısı -aynı zamanda yiğeni- Delphi Diggory geldi. Mr. Diggory yaşlanmıştı ve huzur evinde kalıyordu. Harry'den bir şey istemeye gelmişti: Zamanda yolculuk yapmasını ve oğlunun ölmesini engellemesini. Ama bu mümkün değildi çünkü bakanlık bütün zaman döndürücüleri imha etmişti. Ancak eski bir ölümyiyende bir tane tespit edilmişti ve zaman döndürücü, incelenmesi için bakanlıkta duruyordu. Mr. Diggory de bunu biliyordu. Harry kabul etmedi. Babasının ve Mr. Diggory'nin konuşmasını dinleyen Albus ise tam tersini düşünüyordu. Bakanlıktn gizlice zaman döndürücüyü alacak ve geçmişe gidip Cedric Diggory'nin ölmemesini sağlayacaktı. Harry ve Amos Diggory konuşurken Delphi, Albus'un yanına gitti. Albus ona bu işi yapacağını söyledi. Delphi de onu destekledi. Lina da konuşulanları duymuştu. Albus'un planını biliyordu. Onunla gitmeye karar verdi. En azından artık bir bahanesi olabilirdi ve Potterlar'dan bir süreliğine de olsa kurtulurdu. Ve 14. yaş gününü Potterlar olmadan kutlayabilirdi. Eylül'ün sonunda doğum günüydü. Doğum günü Potterlar tarafından bulunduğu tarih olarak kabul edilmişti. Asıl doğum günü ve bulunduğu tarih aynı aya ve güne denk gelmişti. Sadece arada 36 yıl vardı o kadar.
Scorpus da bu işe dahildi. Scorpus Malfoy. Albus'un en iyi arkadaşı. Zaman döndürücüyü almayı aşlmayı başarmışlardı ve Hogwarts Expresi'ndeyken zamanda yolculuk yapacaklardı. Lina bunu Albus'un zihnini okuyorak öğrenmişti.
Lina, Albus ve Scorpus'un olduğu kompartımanı buldu ve oturdu. İkisi de şaşkınlıkla ona bakıyordu çünkü her yıl tek başına otururdu hatta gerekmedikçe onarla konuşmazdı. Hemen lafa girdi: "Planınızı biliyorum ve size katılmak istiyorum." "Ne? Nasıl?" Scorpus şaşkındı. Albus ise emin değildi. "Planımızı nasıl öğrendin ve nenden bizimle gelmek istiyorsun?" Üçü de Slytherin'di ama Lina daha kurnazdı. "Ya beni planınıza dahil edersiniz ya da sizi ispiyonlarum!" Açıkça tehdit ediyordu. Başka çareleri yoktu bu yüzden kabul etmek zorunda kaldılar.
Artık harkete geçmenin zamanıydı. Tam geçmişe gidecekleridi ki arabacı cadı onlara engel olmaya çalıştı. "Yıllardır bu trende çalışıyorum ve hiçbir öğrenci bu trenden kaçmadı, kaçmayacak!" Pencereyi açıp trenin üstüne çıktılar. Arabacı cadı onları engelleyemeden zamanda yolculuk yaptuılar ve geçmişe gittiler.
Üç Büyücü Turnuvası'nın ilk görevi yapılıyordu: Ejderhalardan altın yumurtayı almak. Albus planı açıkladı: "Sıra Cedric'e geldiğinde yumurtayı almasını engelleyeceğiz ve böylece yarışmadan elenmiş olacak." Ama Lina'nın planı bu değildi. Neler olacağını az çok tahmin edebiliyordu. Albus, planı uyguladıktan sonra geleceğe döneceklerdi fakat geçmişi değiştirdikleri için gelecek farklı olacaktı ve düzeltmeye çalışacaklardı. Ama Lina bunu yapmak istemiyordu. "Hey Al! Dikkat et!" dedi ve Albus'un üzerine atlayıp zaman döndürücüyü aldı ve tarihi ayarladı. Scorpus da Lina'nın ne yapmaya çalıştığını anlayıp ona engel olmak istemişti ama yapamadı ve zamanda yolculuk yaptılar.
Albus, Scorpus ve Lina yere yığılmıştı. Lina zaman döndürücüyü Albus ve Scorpus fark etmeden kırmayı başardı. Ama hala yerdeydiler ve birbirleriyle didişiyorlardı. Sonra üçünün de susmasını sağlayacak bir şey oldu: "Bu kadar yeter!" Albus Dumbledora'dan başkası değildi bu. Büyük salondaydılar ve herkes buradaydı. Hogwarts, Beauxbetauns ve Darmstrang öğrencileri vardı. Üçü de ayağa kalktı. Salona sessizlik hakimdi. Herkes şaşkın bir şekilde, birdenbire salonun ortasıa beliren üçlüye bakıyordu. Sessizliği Dumbledore bozdu: "Rica etsem kim olduğunuzu ve nereden geldiğinizi öğrenebilir miyim?"
-10.09.1994-
Albus konuşmak için ağzını açtı ama Lina ondan önce davrandı: "Biz gelecekten geliyruz ve zaman döndürücümüz kırıldı." Cevap açık ve netti. Öğrenciler birbirleriyle fısıldaşmaya başladılar. Dumbledore onları susturdu. Albus ve Scorpus şaşkın bir şekilde Lina'ya bakıyordu. "Zaman döndürücü mü kırıldı?" der gibi bakıyordu ikisi de. Evet zaman döndürücü kırlımıştı. Lina, zaman döndürücüyü zincirinden tutmuştu ve saatin kırıldığı çok net görülebiliyordu.
Dumbledore ayağa kalktı. "Bakanlıktan zaman döndürücü isteyebiliriz ancak böyle bir şey karmaşaya yol açabilir ve bakanlığın bize inanacağını da sanmıyorum zaten." Bu yüzden bir zaman döndürücü bulana kadar burada kalabilirsiniz. Lütfen isimlerinizi söyleyin ve kendi binanızın masasına oturun."
Başka çareleri yoktu. Albus, Lina'ya yiyecekmiş gibi baktı. Bütün bunlar onun suçuydu ama o pişman değildi. Kargaşa ona zevk veriyordu. Öğrenciler dikkat kesilmiş, isimleri duymayı bekliyordu. İlk olarak Lina ismini söyledi: "Lina Potter." Öğrenciler yine fısıldaşmaya başladı. Öğretmenlerin şaşkınlığı yüzlerinden okunuyordu. Harry ise donup kalmıştı. Sıra Scorpus'a geldi ve ismini söyledi: "Scorpus Malfoy" Bu sefer donup kalan Draco Malfoy oldu. Sıra Albus'taydı. Lina ona "Hadisene!" der gibi baktı. Albus derin bir nefes aldı çünkü asıl ortalığı karıştıan isim onunki olacaktı. "Albus... Albus Severus Potter." Ve şimdi Severus Snape de donup kalmıştı. Öğrenciler daha öncekilere göre daha yüksek sesle ve daha hararetli konuşuyordu. "Severus mu? Bir Potter ismi mi? Harry ve Snape anlaşamazdı ama oğluna onun ismini koymuştu?" Dombledore da şaşkındı ama en azından donup kalmamaıştı. Kendini toparladı, öğrencileri susturdu ve konuşmasına devam etti: "Lütfen binanızı söyleyin ve masanıza geçin." Üçü birden "Slytherin" dedi ve sonra üçü de Slytherin masasına, 4.sınıfların arasına geçtiler. Salonda ölüm sessizliği vardı. Kimse çıtını çıkarmıyordu...
Sayfa Sayısı: 5 - 10
Weekly Power Status
-- Power
Ranking 
-- Power
stone